
KÜRDİLİHİCAZKAR DUYGULAR
Ben bir kürdilihicazkar gününde sevdim seni
Yarı bulutlu yarı güneşli, yarı ilkbahar, yarı güzün
Yarısı coşku dolu, yarısındaysa hüzün…
İşte öyle bir kürdilihicazkar gününde sevdim seni
Fa ve sol notaları ile başlatmıştı güne yükselen güneş
Tıpkı Kemençeci Vasilaki’nin peşrevi gibi…
Taşarken kemandan sevinçle karışık melankolik ezgiler
Toplamaya çalışıyorlardı taşan notaları yere düşmeden
Kanunla tambur, havada birer birer…
Kahredercesine kürdilihicazkar olan o günde sevdim seni
Bazen canı yanan bir çocuğun feryadındaki
Bazen bir İspanyol çingenesinin isyanındaki
Bazen bir aşığın içine ılgıt ılgıt akıttığı gözyaşındaki
Kürdili hicazkar bir bestenin nağmelerine boğulan,
Yani, tam bir kürdilihicazkar gününde sevdim seni
Bazen Zeki ile birlikte “Bir kendi gibi zalimi” severim
Bazen koroya katılır “Gidelim Göksu’ya” der, giderim
Mustafayla “Nereden sevdim o zalim kadını” diye inlerim
Sonunda “Dinlemem ben bu makamı bir daha!” derim,
Ama Emel söyler, ben yine dinlerim!
Çünkü ben bir kürdilihicazkar günü sevdim seni!
“Ahmak ıslatan” yağmuru gibidir kürdilihicazkar
İçine işler insanın yavaş yavaş, vardırmaz hiç farkına
İliklerine kadar kürdilihicazkarsındır artık, kapılırsın çarkına
Geç farkerdersin sırılsıklamlığını, bir zerresi bile kurumadan
O sımsıcak duyguların sarhoşluğu ile, başında duman duman…
Bir Kürdilihicazkar günü sevdim ya ben seni,
Artık her gün kürdilihicazkar, her saat, her dakika..
Yarın da, öbür gün de, sonsuza dek bütün günler kürdilihicazkar!
Çünkü bir kürdilihicazkar gününde,
Kürdilihicazkar duygularla sevmiştim seni!
Adil Karcı – 18 Aralık 2015 – Adana