KÜÇÜK ADAM Yazıhanemin bulunduğu iş hanının tek çaycısı Şehmuz açık duran kapımı tıklattı, kapının eşiğinde durup büronun içinde bir şey arıyormuşçasına gözlerini gezdirdi ve: Kusura bakma abi, Küçük Adam hala burada mı diye bakmıştım da… dedi. İşletmeci olarak mezun olup askerlik görevimi tamamladıktan sonra bir müddet İncirlik Hava Üssünde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak […]
Kategori: Hikayeler
Adil Karcı’nın Hikayelerini içeren kategoridir.
Şalgamcı Ali
ŞALGAMCI ALİ Valla kardeşim onu-bunu bilmem, Adana’da şalgamcılık yapacaksan önce adın “Ali” olacak, yoksa boşuna uğraşma bu meslekten ekmek yiyemezsin, ben bunu bilir bunu söylerim, o kadar! Zira, bu yaşıma kadar kaç tane şalgamcı tanıdıysam hepsinin adı “Ali” çıktı. Mesela, 1930’larda babasının başlattığı mesleği devir alıp seyyar olarak kovada sattığı şalgamı (Adana dışında “şalgam suyu deniliyor”) 1950’li […]
Mendil
MENDİL Sekiz yaşındaydım sanırım, bir Ramazan ayı daha sona ermiş, o zamanki yaygın adı ile Şeker Bayramı’nı kutluyorduk, ki annemin teşviki ile, samimi olduğumuz komşuların kapısını çalıp el öpüyor, ikram edilen şekerleri ve paraları utana sıkıla kabul ediyordum. Birkaç kapı tokmakladıktan sonra bayramlaşma görevini kısa kestim ve en son Çalgıcı Ali’nin karısı Hediye teyzenin verdiği kenarı mavi […]
Zincirleme Sadaka Kazası
ZİNCİRLEME SADAKA KAZASI ZİNCİRLEME SADAKA KAZASI Şimdi anlatacaklarımın gerçek olduğuna inanmanız çok güç, biliyorum ve inanmanızı da beklemiyorum. Ama “olmaz” demeyin zira “olmaz” diye bir şey yoktur hayatta. Bir insanın yaşamında birçok arkadaşı olabilir ama aralarında mutlaka bir tanesi vardır ki “Yanlış anlar mı acaba?” diye hiç düşünmeden onunla her konuyu konuşabilirsiniz, her türlü şakayı […]
Dardağan Ağacı
DARDAĞAN AĞACI Salih! Anan bu tarafa geliyor lan, Allahıma bizi görecek! Mahalledeki diğer çocukların henüz ulaşamadıkları dallarda kalan dardağanları toplayabilmek için benim üzerinde durduğum daldan biraz daha yüksekteki ince bir dala tırmanmış olan Salih söylediğimi hiç duymamış gibiydi. Dilinin ucu, yerine yenileri çıkmak üzere düşmüş olan öndeki iki üst dişinin açtığı boşluktan […]
Şeker Bayramı
ŞEKER BAYRAMI İnşaatçı,marangoz, elektrikçi,su tesisatçısı, (amatör) radyo tamircisi vs. vs. olan babam, satın aldığı büyükçe bir arsanın ana cadde ile ara sokağın kesiştiği köşesine kendi eliyle tek katlı bir ev yapmıştı bize. İşte o evin ara sokak tarafına bakan duvarının dibi sıra on kadar kulle diklemiş (bilye dizmiş) ve iki adım kadar uzaktan onlara teker teker […]
Naneli Şeker
NANELİ ŞEKER Serin eser sabah yeli Kınalanmış minik eli Bu kızı sevmeyen oğlan Ya aptaldır ya da deli Mahallenin maviş gözlü tek kızı Neşe sağ elinde tuttuğu sarı yirmibeşliği nane şekerci Mehmet Abi’ye uzatmadan önce sıkı sıkı yumduğu sol avucunu açıp mahcup mahcup ortasındaki kına izine baktı. Bir gece önce komşu kızı Binnur ablanın kına gecesine gitmişti annesiyle beraber. Onun […]
Horoz Adağı
HOROZ ADAĞI Sanırım 2003 yılıydı. Uzun yıllar önce Amerika’ya yerleşmiş aile dostumuz bir hanımın beni telefonla aradığında saatler gece yarısını çoktan geçmişti ve ben bilmem kaçıncı uykumdaydım. Telefonun hiç çalmadığı o saatte, “inşallah kötü bir haber değildir” diye içimden geçirerek, şimdi çoktan emekliye ayrılmış olan ev tipi telefonun ahizesini kaldırdım. Saat farkını unutmuş olmasından dolayı beni gece rahatsız […]
Kemmunlu Nohut
KEMMUNLU NOHUT “Biliyleee biliyleee, kimyonuylee tuziyleeee” diye Tarsus-Mersin’li nohutçular gibi şiirsel bir slogan bulamamış olmalılar ki, bizim Adanalı nohutçulardan bir tanesi (bir tanesi diyorum, çünkü mahalleye gelen iki ayrı nohutçu vardı) “Tuuzluuu kemmunnluuu kaynanmiş nohiiiit”, diğeri ise “Kaynamış nohuuut, tuzlu kemmunlu nohuuuut” diye bağırırarak satış yaparlardı. Evet, bizimkiler şiirsel yönden kabiliyetsiz olabilirlerdi ama, haklarını […]
Ramazan Davulcusu
RAMAZAN DAVULCUSU “Zombada zombada zombada tak tak….” “Zombada zombada zombada tak tak….” – Gene mi lan? Gene mi lan? Başka duracak yer mi yok be? diye söylenerek kafamı yastığın altına soktum. Sanki koca sokakta duracak yer yok, bir tek benim penceremin altı var! Yahu çala çala gidiyorsun işte, çal şu davulunu ama durma, yürü be kardeşim. Durup dinlenecek tek nokta benim […]